Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmesi ve daha da büyüyebilmesi için artık sadece işlerini iyi yapmaları yetmiyor.
Üretim, hizmet ve hatta sosyal sorumluluk, hangi alan olursa olsun kurumların temel faaliyetleri yanında fırsat veya tehdit oluşturabilecek birçok konuda bilgi sahibi olmaları gerekiyor. Sadece bilgiye ulaşmakla da kalmayıp bu bilginin kısa ve orta vadede yaratacağı etkilere dair bir öngörüde bulunmaları, buna göre pozisyon almaları hayatta kalabilmenin olmazsa olmazı haline geliyor.
Almanya, Amerika, Çin, Rusya gibi dünya ekonomisinin önemli oyuncularının stratejileri, gelişmekte olan ülkelerin ekonomik indikatörleri, OPEC’in petrol ile ilgili açıklamaları neredeyse her gün işletmelerin temel maliyetlerine etki eden değişiklikler yaratıyor. Kurlardaki dalgalanma ithalat ve ihracata bağımlı çalışan tüm işletmeleri derinden etkilerken, enerji fiyatlarındaki oynamalar istisnasız her işletmenin finansallarına yansıyor.
Global değişimlerin bir işletmenin hayatını bu kadar kısa sürede etkilediği bir ortamda ülkemizin kendi iç dinamikleri de eklenince bir işletmeyi yönetmek için sadece “patron”un enerjisi ve bilgi birikimi yetmiyor. Hükümetin açıkladığı ekonomik politikalar, vergi, asgari ücret, muhasebe, teşvikler vb konulardaki gelişmeleri takip etmek, bunların içinde işletmeyi olumlu/olumsuz etkileyecek konuları tespit etmek şirketin en tepesindeki şirket sahibi/sahipleri tarafından kolayca yapılacak bir iş olmuyor.
Günümüzde KOBİ’lerin kurumsallaşarak büyümesinin gerekliliği artık tartışılmaz bir gerçek olmuştur. Buradaki en önemli konu ise yukarıda özetlemeye çalıştığımız konjontürü de göz önünde bulundurarak işletmenin sağlıklı bir dönüşümden geçmesini sağlamaktır. Bu amacı gerçekleştirmek için KOBİ’lerin giderek daha çok başvurduğu yöntem ise konuları mantıksal parçalara ayırıp bu konularda uzman firmalardan hizmet satın almak olmaktadır.
Şirket sahipleri büyüyen işletmelerini geleceğe sağlıklı bir şekilde taşıyabilmek için ticari faaliyetleri bire bir etkileyen pazarlama/satış, muhasebe, finans alanlarında bu tip hizmetleri alarak hem finansal tablolarına hızla yansıyan sonuçlar elde etmekte hem de bilgi transferi sayesinde iç yapılarını güçlendirmektedir.
Pazarlama/satış konularında danışmanlık alan firmalar ürün/hizmetlerinin konumlandırmasından, müşteri deneyimine, pazarda yeni satış kanalları ile yeni müşteri kitlelerine ulaşılmasından, reklam, halkla ilişkler gibi konularda yapılabileceklere kadar birçok konuda rakiplerine göre farklılaşabilmektedir.
Diğer bir önemli konu da işletmelerin finansal yönetiminde profesyonel yaklaşımların sergilenmesidir. Birçok işletme nakit akışı, tahsilatlar, finansman alternatifleri gibi konularda yeterli yetkinliğe sahip olmadığından gereksiz maliyetlere katlanmak zorunda kalabilmektedir.
Örneğin, ithalat/ihracat yapan şirketlerin kur riskini en aza indirmek için ilgili enstrümanları kullanmadığı, büyümek için yatırımlar yaparken yüksek maliyetli kısa vadeli kredilerle çalışmaya devam ettikleri sıklıkla karşılaşılan durumlardır. Özellikle yatırım finansmanı konusunda farklı alternatiflerin sunulduğu finansal piyasalarda bu imkanları kullanmak büyüme potansiyeli olan işletmelerde kritik öneme sahiptir.
İşletmelerin artan rekabet ortamında pazarlama/satış, finansman, üretim gibi temel konularda mevcut iş yapış biçimlerini gözden geçirmeleri, iyileştirme fırsatlarını bulup bunları belli bir plan dahilinde hayata geçirmeleri giderek daha çok önem kazanıyor.
Sürekli değişen piyasa koşulları artık geleneksel yöntemlerle şirket yönetmeyi neredeyse imkansız hale getirirken dışarıdan bilgi transfer etmeden bu değişimi yakalamak oldukça zor gözüküyor.
Saygılarımla,
Mehmet Kırca