Kısmen deneme yazarı, kısmen borsacı ve yatırımcı kimliğine sahip Lübnan doğumlu Nassim NicholasTaleb yaşamını talih, belirsizlik, olasılık ve bilgi konularına adamış bir düşünür. “Siyah Kuğu” adlı kitabında, 11 Eylül olayını ele alıyor ve şöyle bir varsayım üzerinde duruyor :

Diyelim ki 10 Eylül’de cesur, yaratıcı ve etkili bir yasa koyucu ortaya çıksaydı, kokpit kapılarını her koşulda kilitli ve kurşun geçirmez yapılmayı şart koşsaydı. Bu önlem sayesinde 11 Eylül felaketi yaşanmasaydı, ne olurdu?

Muhtemelen 11 Eylül olayı gerçekleşmeyecek, bunu önleyenin bu kararı alan kişi olduğu bilinmeyecek ve o kişi kahraman ilan edilmeyecek, hatta, aldığı karar hem havayolları hemde uçak personeli tarafından maliyeti ve işleri zorlaştırması nedeniyle sürekli eleştirilecekti. Kendisi bile, ölüm döşeğinde nasıl bir felaketi önlediğini bilemeyecekti.

Oysa 11 Eylül felaketi yaşandıktan sonra, felaketin etkilerini azaltmaya çalışan bazı yöneticiler kahraman ilan edilmişlerdi. Medyada kahramanca davrandığını göstermeye çalışanlar ödüllendirilmişti.

Önlemin tedaviden daha gerekli olduğunu herkes bilir, fakat önlemler pek ödüllendirilmez. Bu yönüyle Dünyamız’ın biraz yüzeysel ve adaletsiz olduğu söylenebilir.

Aynı şey iş hayatı içinde geçerlidir. Çok tecrübeli bilgili ve zeki bir yönetici, çok riskli bir piyasada çalışıyor olmasına rağmen önemli başarılar elde etmiş olabilir. Ekibini mükemmel yönetir, 10 yıldır kar edemeyen şubeyi 2 yıl üst üste kar hedefini %100 gerçekleştirir hale getirebilir. Zanneder ki bu ödüllendirilecek, kendisine teşekkür edilecek. Halbuki tam tersi olur, kimse O’nun ne kadar büyük bir emek verdiğini bilmez. “Kar hedefi tutmuşsa, bu oradaki potansiyelin yüksek olduğundan dolayı tutmuştur” diye düşünülür.

Örnekte de yaşandığı gibi, yönetici işe başlar başlamaz hinterlandını ve oradaki firmaların iş yapış tarzlarını çok iyi tanımak için ciddi zaman ayırmış, sayısız görüşmeler yapmış ve sanki orada yıllardır çalışan bir tüccar gibi piyasayı çok iyi öğrenmiştir. Sonrasında o bölgeye özel belli prensipler doğrultusunda ekibini yönlendirmiş ve çok iyi yönetmiş, gerekli tedbirleri baştan alarak, olası problemleri ortaya çıkmadan önce önleyecek önlemleri almıştır.

Yani, hayati bir hata yapmıştır. “Önleme” yatırım yaparak, felaketi yaşanmadan önleyecek tedbirleri baştan almıştır. Bu ise Dünyamızda maalesef pek ödüllendirilmeyen bir davranış biçimidir.

Halbuki başarılı önlemler alarak sorunlar ortaya çıkmadan gereken önleyici tedbirlerin alınması, basiretli işletmelerden beklenen bir davranış biçimidir. Bunun ödüllendirilmesi gereklidir. Oysa iş dünyasında, bu konuyu ön plana alan bir yapılanma pek yoktur. Genelde yangını söndüren, yaşanan büyük problemi çözenler ödüllendirilir, çünkü bunlar rahatça görünen başarılardır ve herkesçe alkışlanır. Aynen 11 Eylül olduktan sonra olduğu gibi.

Büyük yangınların, problemlerin ortaya çıkmasında ise varolan problemleri ve sorunları tesbit edip gerekli önlemlerin baştan alınmaması yatmaktadır.

İş hayatındaki en önemli sorunlardan birisi olan bu konu  üzerinde kurumlar önemle durmalıdır. Kaliteli ve gerçekten kuruma önemli katkı yapan çalışanlar bu şekilde hızla kaybedilmekte, sorunlar ve problemler ise söndürülmeye çalışılan bir yangın gibi, sürekli büyümektedir.

Gerçek başarıyı ölçmek, takdir etmek ve ödüllendirmek üst yönetim için hayati derecede önemlidir. Bir kurumun uzun vadeli başarısı diğer etkenler yanında büyük ölçüde buna bağlıdır.

Saygılarımla,

Bülent İlkehan

0 212 371 86 48

bilkehan@argusdanismanlik.com

www.argusdanismanlik.com